Pensilvanya’nın yoluna gül dökenler

KurtuluÅŸ Tayiz- AkÅŸam

Pentagon’un 15 Temmuz’da FETÖ’yü kullanarak gerçekleÅŸtirmeye çalıştığı kanlı darbenin birinci yılına giriyoruz. Ne var ki, CHP lideri Kemal KılıçdaroÄŸlu, birinci yılında darbeci hainleri savunmak için yollara düştü. Pensilvanya ve Kandil ise bu yürüyüşün baÅŸ destekçileri.

Bu ülkede “adalet”, “basın özgürlüğü” ve “demokrasi”gibi deÄŸerlerin gördüğü tek iÅŸlev, Batı’nın çıkarlarını müdafaadır, fazlası deÄŸil. Batı’nın gözü gibi koruduÄŸu bu deÄŸerler, Türk milletinin çıkarları söz konusu olduÄŸunda bir kez dahi gündeme gelmemiÅŸtir. “Adalet”, “özgürlük” ve “demokrasi” gibi kavramlar, Batı çıkarlarını savunma dışında baÅŸkaca hiçbir iÅŸleve sahip deÄŸildir.

Her gün “adalet” diye bağıranların,
“özgürlük” diye kendini paralayanların FETÖ ve PKK yandaşı olması tesadüf olmasa gerek. “Adalet” diye müdafaa edilen kiÅŸi ve çevreler, nedense hep Türk milletine karşı kurulan kumpasların ortağı, tarafı ya da
savunucusudur.

Mesela Kemal Bey’in yürüyüş baÅŸlatma gerekçesi olan Enis BerberoÄŸlu gibi; BerberoÄŸlu, MÄ°T TIR’larının durdurulması kumpasında yer alan ve 17-25 Aralık Yargı darbesi giriÅŸiminin medya ayağını örgütleyen bir isimdir. “Gazetecilik” kimliÄŸinin arkasına saklanarak yabancı devletlerin istihbarat operasyonlarını yürütmüştür.

“Gazeteciler hapiste” hikayesinin özü iÅŸte budur; gazetecilik maskesinin arkasına daha fazla gizlenemediklerinde “ifade özgürlüğü” diye kıyameti koparmaktalar. Avrupa, Türkiye’deki “basın özgürlüğü”nü deÄŸil, sadece buradaki adamlarını kurtarmaya çalışıyor.

Batı’nın arka çıktığı “Türk medyası”nın kocaman bir yalandan ibaret olduÄŸu artık her geçen gün biraz daha açığa çıkıyor. Hakim medyanın tek varlık gerekçesi, Türk milletini kıpırdayamaz hale getirmektir. Bu medyaya karşıt olarak geliÅŸen yerli, milli karakterli bir medya da elbette söz konusudur. Fakat gerçekçi olmak gerekirse, vesayet medyası (Küresel sermaye zincirinin Türkiye’deki medya halkası) milli ve yerli medyayı da içerideki adamlarıyla etkisi altına alabilmekte ve yönlendirmektedir.

Bunu anlamak için Kemal Bey’in baÅŸlattığı yürüyüşe 'yerli” ve “milli” medyadan gelen övgülere bakmak yeterli. Bu tarafta da birçok köşe yazarı Pensilvanya ve Kandil’i arkalayan Kemal KılıçdaroÄŸlu’nun bu yürüyüşünü desteklemektedir.

Kemal Bey’in bu yürüyüşü baÅŸlatmasının sebebi, 15 Temmuz sonrası baÅŸlayan FETÖ tasfiyesinin önünü almak, hiç olmazsa daha da derinleÅŸmesini engellemektir. Bir yandan dünyaya sesleniyorlar, bir yandan da toplumun vicdanına sığınarak FETÖ tasfiyesinin önünü almaya çalışıyorlar. Kemal Bey’in yürüyüşünün “adaleti saÄŸlamak” dışında daha birçok hedefi, amacı vardır muhakkak. Ama CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın da dikkat çektiÄŸi gibi bu yol, Pensilvanya ve Kandil’in yoludur, tartışmasız bir ÅŸekilde.

Bu gerçeÄŸe raÄŸmen Kemal Bey’in baÅŸlattığı yürüyüşe övgü dizenler, önem atfedenler aslında Pensilvanya ve Kandil’in yoluna gül dökmektedirler. CHP kamu vicdanını istismar ederek FETÖ’nün önünü açmaya çalışmaktadır; bu çevreler de “maÄŸduriyet” edebiyatıyla içeriden milletin aklını çelmeye uÄŸraşıyorlar.

CHP, FETÖ, PKK, HDP ve Küreselci medya ve iÅŸbirlikçilerinin tek hedefi var; 15 Temmuz’dan sonra imkan dahiline giren, devletin yapısının deÄŸiÅŸme ihtimalini engellemek ve bu ihtimali ortadan kaldırmak. Dışarıdan ve içeriden; siyasetçisiyle, akademisyeniyle, Küreselci medya ve “yerli” iÅŸbirlikçileriyle eski devlet yapısını korumaya çalışıyorlar. PeÅŸinde oldukları “adalet” iÅŸte bu!